SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3187 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ فَارِسٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ حَدَّثَنَا أَبِي عَنْ ابْنِ إِسْحَقَ حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِي بَكْرٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ مَاتَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ ابْنُ ثَمَانِيَةَ عَشَرَ شَهْرًا فَلَمْ يُصَلِّ عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

 

Aişe (r.anha)dan (demiştir) ki:

 

"Nebi (s.a.v.)'in oğlu İbrahim on sekiz aylıkken öldü de Rasûlullah (s.a.v.) o'nun cenaze namazını kılmadı."

 

 

İzah:

Hadîs metninde geçen "Onun cenaze namazını kılmadı” sözüyle "Onun cemaatle kılınan cenaze namazına katılmadı" denmek istenmiş olması mümkündür. Hz. Nebi'in oğlu İbrahim'in baş­kaları tarafından cemaatle kılınan cenaze namazına iştirak etmemesi, daha sonra onun namazını tek başına kılmış olmasına mani değildir. Çünkü bi­lindiği gibi oğlu İbrahim vefat ettiği zaman, güneş tutulmuştu. O sırada halk Hz. İbrahim'in cenaze namazını kılarken Rasûlü Zîşan Efendimizin küsuf namazıyla meşgul olması, bu yüzden de cenaze namazına yetişememiş ol­ması ihtimali son derece kuvvetlidir. Fakat cenaze namazı cemaatle kılın­dıktan sonra, Hz. Nebi'in ayrıca bir cenaze namazı daha kılmaması için hiç bir sebep yoktur.

 

Hattâbî'nin açıkladığına göre, âlimlerden bazıları, Hz. Nebi'in oğlu İbrahim'in cenaze namazına katılmamış olmasını "Şehitlerin cenaze na­mazından müstağni oldukları gibi bir Nebi çocuğu olarak Hz. İbra­him de cenaze namazından müstağni olduğundan, Hz. Nebi'in oğlu İbrahim'in cenaze namazına katılmaması çocukların cenaze namazı kılınma-yacağı anlamına gelmez. Bu Hz. İbrahim'e ait özel bir durumdur." şeklinde te'vil etmek istemişlerse de, bu te'vile hiç lüzum yoktur. Çünkü bir numara sonra tercümesini sunacağımız hadiste de ifade edildiği gibi, Rasûl-ü Zîşan Efendimiz aslında oğlu İbrahim'in cenaze namazını kıldığı bir gerçektir. Gerçi sözünü ettiğimiz hadis mürseldir fakat başka yollardan gelen hadislerle tak­viye edildiği için zayıflıktan kurtulup hasen derecesine yükselmiştir.